Wednesday, April 8, 2015

Merhaba,

Lyme Hastalığı ile ilgili bilgilendirme ve bilinçlendirme amaçlı olarak Şubat 2007'de yayınladığım aşağıdaki bilgileri tekrar yayınlama ihtiyacı duydum.

Aşağıdaki bilgilendirme metninin yayına girdiği 2007 yılına göre ülkemizde Lyme konusunda bilincin biraz daha artmış olduğunu görmekle birlikte, konunun ciddiyetinin hâlâ yeterince kavranmadığını gözlemliyoruz.

Türkiye'de Lyme Hastalığı mevcuttur ve yaygındır. Kenelere karşı bireysel olarak korunmaya çok dikkat etmeli ve bu hastalıkla ilgili bilinci gerek tıp çevreleri, gerekse toplumsal anlamda arttırmalıyız.

Sağlıklı günler dileğiyle...

Emre

AŞAĞIDAKİ METNİN ORİJİNAL YAYIN TARİHİ: ŞUBAT 2007

--

Merhaba,

Bu blogda Lyme Hastalığı ve kenelerden bulaşan diğer hastalıklar konusunda bilgi vermeye çalışacağım.

Fakat öncelikle şunu belirtmek istiyorum: Ben doktor değilim, tıp eğitimi almadım. Ancak bir Lyme hastası olarak Lyme Hastalığı konusunda elimden geldiğince araştırma yaptım ve bu konuda tüm dünyadan hastalarla irtibata geçtim. Aşağıdaki bilgilerde tarafsız olmaya ve genel olarak kabul görmüş görüşlere yer vermeye dikkat ettim. Yine de aşağıdaki bilgileri yönlendirici olarak kabul etmemelisiniz, bunları bilgilendirme amaçlı olarak kullanabilirsiniz. Doktorunuzun vereceği kararlar her şeyin önündedir.
İsterseniz Lyme Hastalığı'nın ne olduğunu kısaca öğrenerek başlayalım:

LYME HASTALIĞI'NIN TANIMLANMASI

1975 yılında ABD Connecticut'ta Lyme kasabasında özellikle gençlerde yoğun bir şekilde artrit vakaları görülmeye başlandı. Yapılan araştırmalar bu durumun bazı keneler tarafından (Ixodes Ricinus, Ambylomma Americanum, Lonestar Tick) bulaştırılan bir tür bakteriden kaynaklandığını ortaya çıkardı. Bu hastalığı oluşturan bakteriye Borrelia Burgdorferi adı verilmektedir. Lyme Hastalığı ise adını ABD'nin bu kasabasından almaktadır. Lyme hastalığına literatürde Borreliosis veya Borelyoz da denmektedir.

Lyme hastalığı Türkiye'de vardır. Yeditepe Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmaya göre sadece Trakya bölgesindeki Ixodes cinsi kenelerde bile ortalama %6 oranında Borrelia Burgdorferi bakterisi bulunmuştur. Benim bilgilerime göre Karadeniz Bölgesi ile Elazığ yöresinde de araştırma yapılmış ve bu bölgelerde de dikkate değer miktarda enfeksiyon etkenine rastlanmıştır. Üzücü olan ise bu hastalığın ülkemizde tıp çevrelerinde bile çok az tanınması ve çoğunlukla hastalara yanlış tanı konması veya hiçbir tanı konamamasıdır. Ne yazık ki belki de binlerce hasta, Lyme hastası olduğunu bile bilmeden acı çekmekte, yaşamlarında büyük zorluklarla karşılaşmakta ve hastalıklarının aslında tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu bile bilmeden buna katlanmak zorunda kalmaktadır.

LYME HASTALIĞI NASIL BULAŞIR?

Lyme hastalığı keneler tarafından bulaştırılan bir hastalıktır. Hastalık esas olarak Ixodes cinsi (sert keneler) kenelerin ısırması sonucunda bulaşmaktadır, ancak diğer kene türlerinden de bulaştığı yönünde araştırma sonuçları bulunmaktadır. Düşük bir olasılık olmakla beraber kan nakliyle de bulaşabildiği bilinmektedir. Cinsel yolla bulaşıp bulaşmadığı konusunda tartışmalar olmakla birlikte bu şekilde bulaştığına dair somut bir kanıt yoktur. Temas veya öpüşme ile bulaşmamaktadır.

Çoğu kaynakta kenenin hastalığı bulaştırabilmesi için yaklaşık 48 saat yapışık kalması gerektiği belirtilse de, kene cilde yapıştığı andan itibaren hastalığın bulaşma riski vardır. Ancak kenenin yapışık kalma süresiyle birlikte risk de artar.

HASTALIĞIN BELİRTİLERİ NELERDİR?

Lyme hastalığının belki de en kötü tarafı teşhisinin oldukça zor koyulmasıdır. Hastalığın belirtileri diğer birçok hastalıkla karışır ve çoğunlukla her hastada farklı belirtilerle kendini gösterir. Diğer hastalıkları taklit etmesi nedeniyle Lyme hastalığı Amerika'da "büyük taklitçi" olarak anılmaktadır. Yaygın olarak görülen belirtileri sayacak olursak:
- Kenenin ısırmasından sonraki birkaç gün-bir hafta içinde ortaya çıkan hafif ateşle kendini gösteren grip benzeri belirtiler, kas ve eklemlerde ağrı, kırıklık hissi. Kene ısırmaları daha çok bahar ve yaz aylarında olduğundan, bu aylarda karşılaşılan bu tip belirtiler anlamlı olabilir.
- Isırılmadan sonra birkaç hafta içinde ortaya çıkabilen çember şeklinde veya farklı biçimlerde olabilen kızarıklık (erythema migrans). Erythema migrans Lyme hastalığının tek spesifik belirtisidir. Bu tür bir kızarıklık gözlemlendiğinden hemen tedaviye başlanmalıdır. Ancak bu kızarıklığın görülme oranı Avrupa'da %50'nin altındadır ve belki de daha az hastada
görülmektedir.

- Isırılmadan birkaç hafta veya ay sonra ortaya çıkan eklem ağrıları, tutulmalar, artrit.
- Kas seğirmeleri, ciltte uyuşma veya karıncalanma hissi.
- Genelde birkaç ay sonra görülen görme sorunları, işitme sorunları, kulak çınlaması, ışığa bakıldığında göz sıvısında yüzen cisimler görme.
- İleri vakalarda nörolojik belirtiler, yüz felci, kısmi felç, psikiyatrik bozukluklar.
- Aşırı yorgunluk hissi.
- Uyku bozuklukları.
- Dikkatte dağınıklık, unutkanlık, algılama performansında düşüş.

Lyme hastalığı bu belirtilerden biri, birkaçı ya da daha fazlasıyla kendini gösterebilir. Ayrıca başka belirtilerle de kendini gösterebilmektedir. Bu konuda ayrıntılı bilgiyi daha bu sitede ve aşağıda adresini verdiğim EuroLyme sitesindeki Belirti Listesi adlı belgede bulabilirsiniz.

LYME HASTALIĞI NASIL TEŞHİS EDİLİR?

Ne yazık ki Lyme hastalığının yüzde yüz güvenli bir teşhis yöntemi yoktur. Bazı testler yapılıyor olsa da bunlar her zaman doğru sonucu vermemektedir.

Hastada erythema migrans oluşumu varsa, başka belirtiler veya test sonuçları beklenmeden hemen tedaviye başlanması gerekir.

Bunun dışında ELISA veya Western Blot testleri kullanılmaktadır. Ancak ELISA testinin güvenilirliği oldukça düşük olduğundan fazla tercih edilmemektedir. Western Blot ise, yine tam bir güvenilirlik sağlamamakla birlikte, daha çok tercih edilmektedir. Lyme'ın teşhisi ile ilgili asıl sorun bazı hastalarda devamlı negatif test sonuçları alınmasına rağmen hastalığın var olmasıdır. İşte burada doktorun uzmanlığı devreye girer. LYME HASTALIĞINDA TANI KLİNİK VERİLER IŞIĞINDA KONMALIDIR. Yani doktor sizdeki belirtileri değerlendirip gerekli tanıyı koyabilir ve testler negatif olsa bile tedaviye başlayabilir.

Ancak buradaki önemli sorun bu tanıyı koyabilecek doktorların çok az sayıda olmasıdır. Ne yazık ki Lyme gibi karmaşık bir hastalığa çoğu doktor gerekli özeni göstermemekte, sıklıkla yetersiz veya geç tedavi gibi durumlar ortaya çıkmakta, daha da kötüsü yanlış teşhisler söz konusu olabilmektedir. Lyme hastlarına MS, romatizma ve hatta psikoz tanısı konulması seyrek görülen bir durum değildir. Kene ısırmalarında hala asıl görev hastaya düşmektedir. Hasta her zaman uyanık olmalı ve şüphelendiği durumlarda Lyme konusunda uzman bir hekimden fikir almalıdır (ne yazık ki enfeksiyon hastalıkları uzmanı olmanın Lyme uzmanı olmak anlamına gelmediğini ben acı tecrübelerle öğrendim).

TEDAVİ

Lyme hastalığı antibiyotiklerle tedavi edilebilmektedir. Bu konuda standart bir prosedür henüz oluşturulmamıştır. Ancak ağırlık kazanan görüş uzun, yoğun ve agresif bir antibiyotik tedavisinin çoğunlukla gerekli olduğudur. Çoğunlukla antibiyotiklerden oluşan bir kombinasyonun kullanılması, damardan ilaç uygulamaları gerekli olmaktadır. Yetersiz dozlar kullanıldığında veya tedavi süresi kısa tutulduğunda Lyme hastalığı tekrarlayabilmekte ve her tekrarında hastalıktan kurtulma şansı daha da azalmaktadır. Yoğun antibiyotik kullanımı zaman zaman bazı dezavantajları beraberinde getirse de hastalığın potansiyel sonuçları karşısında bu riskler önemsiz kalmaktadır. Gerektiği şekilde uygulanan bir tedavi programı sonrasında hastadaki semptomların yok olması veya semptomlarda önemli ölçüde azalma sağlanmaktadır.

Lyme hastalığında erken teşhis önemlidir. Mikrop vücutta ne kadar uzun süre kalırsa, vücuttaki bakteri yükü de o kadar fazla olur ve tedavinin başarı şansı da azalır.

Lyme hastalığı tedavi edilmediğinde çok ciddi sonuçlar doğurabilir. Ölümcül bir hastalık olarak kabul edilmemekle birlikte hastanın hayatını son derece zorlaştıran sonuçlar ortaya çıkabilir. Hastalığın felç, psikoz, görme kaybı, işitme kaybı gibi ciddi etkileri olabilmektedir.

KORUNMA

İnsanlar için Lyme aşısı yoktur. Bu konuda araştırmalar yapılmaktadır. Ayrıca Lyme geçirmiş olmak Lyme'a karşı bağışıklık sağlamamaktadır. Birden çok kez Lyme hastası olmak mümkündür.

Lyme hastalığından korunmanın en iyi yolu kene ısırıklarından korunmaktır, yani kenelerden uzak durmaktır.

Keneler özellikle Nisan ve Ekim ayları arasında aktiftirler. Genellikle ormanlık alanlar, çayırlar ve çalılık alanlarda av beklerler. Şehirde yaşıyor olmak kenelerden uzak olduğunuz anlamına gelmez. Şehir içindeki çalılık alanlardan veya çimenlerden de kene yapışması ihtimali vardır. Ayrıca evcil hayvan sahibiyseniz ve hayvanınız dış ortamlarda dolaşıyorsa, kene taşıması ihtimali olduğundan risk altındasınız.

Korunmak için ne yapmalı?
Orman veya çalılık alanlara gidiliyorsa mümkün olduğunca kapalı giysiler tercih edilmeli, çıplak ayakla dolaşılmamalı, ormana giriliyorsa şapka takılmalı. Açık renkli giysiler giymek kenelerin fark edilmesi açısından yararlıdır. Ayrıca yünlü/pamuklu kumaşlar yerine kaygan kumaşların tercih edilmesi kenelerin daha zor tutunmasını sağlayacaktır.

Vücudun açıkta kalan kısımlarına DEET içeren böcek kovucular (OFF! Sinkov vs.) sıkılmalı. Keneler bu maddeden uzak durmaktadır.

Kenelere maruz kalınabilecek ortamlarda kalındıysa, dönüşte mutlaka tüm vücutta kene kontrolü yapılmalıdır. Özellikle çocuklarda bu kontroller ihmal edilmemelidir.

Kene yapışmışsa ne yapılmalı?

Kene fark edildiğinde mümkün olduğunca çabuk olarak çıkarılmalıdır. Bunun için bir tıbbi kuruluştan yardım alabilirsiniz veya aşağıdaki yöntemi uygulayarak kendiniz de çıkarabilirsiniz.

- Hiçbir şekilde kenenin üzerine alkol, vazelin, gaz yağı vs. sürmeyin. Bu kenenin kusmasına ve içindeki mikropların vücuda yayılmasına neden olabilir.
- Keneyi çıkarmadan önce mümkünse ucu kıvrık bir cımbız bulun. Keneye temas etmeyin, edecekseniz eldiven kullanın.
- Keneyi cımbızla mümkün olduğu kadar başına yakın bir yerden tutun ve yukarı aşağı hafif şekilde oynatarak çekin. Kenenin ezilmemesine dikkat edin. Kene patlar veya ezilirse organlarındaki enfekte sıvıları vücuda enjekte etmiş olursunuz.
- Keneyi dairesel hareketlerle çıkarmaya çalışmayın.
- Çıkardığınız keneyi atmayın veya ezmeyin. Cam bir kap veya plastik bir torbaya yerleştirin. İçine nemli bir parça pamuk koyun ve ağzını kapatın. Hava alabileceği kadar küçük bir delik olmasına dikkat edin. [Keneyi saklamamızın nedeni şu: Kenenin hastalık taşıyıp taşımadığını öğrenmek, hastalığın sizde olup olmadığını öğrenmekten daha kolaydır. Şüphe verici bir durum gözlemlenirse keneler bazı laboratuarlarda (ABD'de Igenex, Türkiye'de neresi yapıyor bilemiyorum) Lyme ve diğer hastalıklara karşı incelenebilmektedir. Bu yüzden ölü bile olsa keneleri atmayın ve saklayın.]
ÖNEMLİ EKLEME (08 Haz. 08): Sağlık Bakanlığı web sitesinde çıkarılan kenelerin alkol veya benzeri bir kimyasal dolu bir kaba atılarak öldürülmesi öneriliyor. Sanırım, ülkemizde de görülen Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı Lyme hastalığına göre çok daha bulaşıcı olduğundan böyle bir öneride bulunuluyor. Bu konuda Sağlık Bakanlığı'nın önerisini uygulamakta fayda var.



































SON NOT

Keneler insanın başına en fazla dert açabilecek hayvanlardandır. ABD'de her yıl yaklaşık 25.000 Lyme hastası kayıtlara giriyor. Gerçek rakamın ise bunun çok daha üzerinde, belki on katı olabileceği düşünülüyor.

Kene ısırmalarını ciddiye alın. Başınıza böyle bir şey geldiyse belirtileri dikkatle takip edin. Araştırın. Aşağıda adresini göreceğiniz EuroLyme grubunda size yardım etmeye hazır birçok hasta var. Şu anda irtibat dili İngilizce ama Türkçe yazarsanız da ben yardımcı olmaya çalışırım. Benden de fikir alabilirsiniz, her konuda yardımcı olmaya hazırım...

Yazılarıma devam edeceğim, sağlıklı günler dilerim...